Üyelik Girişi
Site Haritası
E-ÖĞRENİYORUM
ÖZEL DERS
EĞLENCE
Hava Durumu
Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.179534.3164
Euro37.338237.4878
GOOGLE REKLAMLARI

 

YÖS ÇALIŞMALARI
GLOBALYÖS-BURSA
YÖS HAKKINDA

 


 

SEÇME FIKRALAR & KARİKATÜLER

 

LOTO

 Iki Matematikçi, aralarinda mesleklerinin ne kadar önemli oldugunu konusuyorlar. Sonra içlerinden biri digerine dert yaniyor:
"Ah azizim ah! Matematige yeterince önem verilmiyor. Aslinda konuya devlet el atmali ve Matematik bilmeyenlerden vergi toplanmali.
Digeri cevap veriyor:
"Sayisal Loto da bu ise yariyor zaten"

 

e üzeri x

 Günün birinde birkaç fonksiyon bir kafede oturmus, sifira ne kadar hizla yakinsadiklari gibi konular üzerinde tartisiyorla

 

rmis. Derken içlerinden biri kapiya bakarak aniden bagirmis "Dikkat türev geliyor!". Hepsi apar topar sandalyelerinin altina saklanmislar, ancak e üzeri x hiç istifini bozmamis. Türev agir adimlarla içeri girmis ve tek basina oturan fonksiyonu görüp "sen benden korkmuyor musun?" demis. Hayir, ben e üzeri x im diye yanitlamis kendine güvenen bir tavirla. "Yaa" demis türev. "Peki benim x e göre türev alacagimi kim söyledi?"

 

2+2

 Kayseriliye sorarlar:''2 + 2 kaç eder?'' diye.


Kayserili cevap verir :''Alirken 3 eder satarken 5''

 Saymanin Önemi

 Filozof Temel yine formundadir:

 

-Insanlar üçe ayrilir: Saymasini bilenler ve bilmeyenler...

 Matematik Finali

 4 tane üniversite ögrencisi, uyanamadiklari için matematik finaline geç kalirlar ve okula gidince hocaya arabalarinin lastiginin patladigini söylerler... Hoca ilk basta inanmaz ama ögrencilerinin yalvarmalarina day

 

anamayarak, onlari 3 gün sonra sinav yapacagini söyler.Sinav günü gelince hoca, 4 ögrencinin hepsini bos bir salonun ayri ayri köselerine oturtur.Sinav geçme sistemi söyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sinavi geçebilir... Hocanin hazirladigi sinavda ise ön sayfada 10'ar puanlik 4 tane basit matematik sorusu vardir... Bunlari kolayca çözerler.
Arka sayfada ise 60 puanlik 1 soru vardir:"Hangi lastik patladi?"

 Iskoçya Koyunlari

 Bir mühendis ,bir fizikçi ve bir matematikçi iskoçyada trenin penceresinden bakarken siyah bir koyun görürler, mühendis hemen atilir;iskoçyadaki bütün koyunlar siyah der.Fizikçi söze karisir iskoçyadaki bazi koyunlar siyah diyerek.Ve matematikçi son noktayi koyar iskoçyada en az bir tarafi siyah olan en az bir tane koyun vardir.

 

 

ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ


Amerikalı iş ad

amı, bir Çinliye alay ederek sormuş:
_Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
- Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiç
 ekleri kokladığı zaman.

 

 Garson ve Integral 

Iki erkek matemetikçi bir bara gider. Birincisi ikincisine ortala

ma bir kisinin
matematik hakkinda çok az sey bildigini söyler.ikincisi buna katilmaz ve bir çok insanin yeterli miktarda matematikle basa çikabilecegini iddia eder.

Birinci matematikçi tuvalete gider. Onun yoklugunda ikinci matematikçi garson
kizi çagirir. Ona bir kaç dakika sonra arkadasi döndügünde kendisini tekrar
çagiracagini ve bir soru soracagini söyler.

 


Bütün yapacagi "iks küp bölü üç" diye yanit vermektir.

Kiz tekrarlar: "eks küp..." ne?

Matematikçi düzeltir "iks küp bölü üç"

 
Kiz: "Eks küp bölü üç?"

Evet der matematikçi.

Kiz tamam deyip, kendi kendine mirildanarak uzaklasir,

-"iks küp bölü üç, iks küp..."

Birinci matematikçi döner ve ikincisi kendi görüsünün dogrulugunu kanitlamak
için iddiaya girmelerini teklif eder.

 
Sarisin garson kiza bir integral soracagini söyler, birincisi gülerek kabul eder.

ikinci adam garson kizi çagirir ve sorar:

- "x karenin integrali nedir?"


Garson kiz yanitlar:

-`x küp bölü üç',
 
uzaklasirken de ekler:

 
- "arti c"!

 

YIKA DA GETİR

Süleyman Nazif ve Abdülhak
Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister. Şinasinin kirden ve mikroptan eldivenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:

-Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir.

 

 

 

SUSTURUCU TEDAVİ  
Zamane gençlerinden biri,bir toplantıda Akifi küçük düşürmeye çalışıp:
- Siz baytardınız, değil mi? Demiş.
Akif, istifini bozmadan şu cevabı vermiş:
- Evet,bir yeriniz mi ağrıyordu?

NE ALIRSINIZ?
Yahya Kemal bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır. Yokuşun sonundaki lokantadan bir garson seslenir:
-Buyrun beyim ne alırsınız?
Yahya Kemal tebessümle:
-Evlat,müsaade edersen bir nefe
 s alacağım.

 

 

SIR SAKLAMAK

Yavuz Sultan Selim, bir çok Osmanlı Padişahı gibi devletin selameti için sefer hazırlıklarını gizli tutarmış. Bir keresinde vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- Sen sır saklamasını bilir misin? diye sormuş.

Vezir, Yavuzdan cevap alacağı ümidiyle:
-Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Sultan Yavuz cevabı yapıştırmış:
-Ben de bilirim.

 

CENNETİN YOLU
Hristiyan din adamlarından biri, Ülkemize gelerek küçük bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister. Kiliseye ulaştıklarında, papaz:
-Aferin çocuğum, der. Yarın buraya gel de, sana cennetin yolunu
göstereyim.
Çocuk, papazın niyetini sezerek:
- Siz, kilisenin yolunu dahi bilmiyorsunuz, diye cevap verir. Cennetin yolunu nasıl bileceksiniz ki?
 


ÇANAKKALE İÇİNDE
İngiliz garson, Türk müşteriye:
-
Çanakkale
de çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:
-Orada ne işiniz vardı?

HASTANIN YEMEĞİ
Lokman Hekime:
-Hastamıza ne yedirelim? diye sorduklarında, şu cevabı vermiş:
-Acı söz yedirmeyin de, ne yese olur. 
 

  
 

NEYZENİN NEZAKETİ!
Mehmet Âkif, elini yıkadıktan sonra, Neyzen Tevfik
'in kendisine uzattığı havlunun kirini görünce:
-Hayır, diye bağırmış. Elimi daha yeni yıkadım.


GÖNÜLSÜZ GÖNÜL
Abdülhak Hâmidin evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır. Yaşı geçmiş bir hanım,
Abdülhak Hamide döner ve:
-Efendim, gönül kocamaz! der.
 

Hamid cevap verir:
-Kocamaz ama, kocamış bir vücut içinde oturmak da istemez.


BÖYLE KORUNUR
Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı için tanıdıklarından birini memur tayin eder.
Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:
-Seni tebrik ederim yavrum, der. Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!

VELÂYETİN GÖRDÜĞÜ
Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2. Murat Han:
-Ne kadar yaramaz bir
çocuk
sun, senden adam olmaz diye çıkışır.
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:
-Peder ne der, kader ne der.

ÇIKMAYAN MANA
Mehmet Akif, Baytar Mektebinde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde, muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz. Yazıyı kaleme alan Salih Efendiyi aratarak yazıda ne demek istediğini sorar:.:
-Salih Efendi İki türlü mana çıksın diye böyle yazdık efendim cevabını verince, Akif dayanamaz ve:
-Hayret doğrusu, der. Biz birini bile çıkartamadık da.

SOKRAT VE BİLEYTAŞI
Talebelerden biri Sokrata sormuş:
-Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin ve onlara hitabet sanatını öğrettiğin halde, niçin sen de çıkıp bir konuşma yapmıyorsun?
-Evlat, demiş Sokrat. Bileytaşı keskin değildir amma, en sert demiri bile keskin eder...

ANLADIĞININ İSPATI
Tanıdıklardan biri, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfike göstererek fikrini sorar:
Neyzen beğenmediğini ifade edince, adam:
-İyi ama, der. Siz hiç roman yazmadınız ki!
Neyzen Tevfik şu cevabı verir:
-Ben yumurtanın tazesini bayatını iyi anlarım. Ama bu güne kadar hiç yumurtlamadım.

BİRBİRİNE BAĞLI
Hâkim, kaza yaparak birkaç kişinin ölümüne yol açan bir şoförün ehliyetini iptal edince, şoför:
-Aman hakim bey, diye sızlanmış. Benim yaşayabilmem, şoförlük yapmama bağlı.
Hâkim cevap vermiş:
-Başkalarının yaşaması da sizin şoförlük yapmamanıza bağlı.

AKŞAM YEMEĞİ
Yahya Kemâl, dostlarından birine:
-Bu akşam yemeği benimle yer misin? Diye sorunca, arkadaşı:
-Hay hay! Der. Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
Yahya Kemal gülümseyerek karşılık verir:
-İyi öyleyse, bu akşam size geliyorum.

HAKLI ÖLÜM
Sokrat ölüme mahkum edildiğinde, eşi:
-Haksız yere öldürüyorsunuz, diye ağlamaya başlayınca,
Sokrat:
-Ne yani, demiş. Bir de haklı yere mi öldürseydim?

HZ. ADEMİN MİRASI
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
-Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
-İkimiz de Hazreti Ademin çocukları değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz.
Sultan Fatih:
-Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.
 GÖNLÜMÜ FETHETTİĞİ İÇİN
Fatihe sorarlar:
-İstanbulu niçin fethettin?
Cevap verir:
-Önce o benim gönlümü fethettiği için!

DÜŞMANIN CANI
Şair Nefi
bir toplantıda konuşurken, düşmanlarından biri içeri girmiş, fakat herkese selam verdiği halde kendisine:
-Merhaba canım! demiş.
Nefi durur mu? Hemen cevabı yapıştırmış:
-Derhal çıkıyorum.

FİKİR YAKALAMAK
Şahabettin Süleyman, bir gün
Ahmet Haşim'e:
-Üç günden beri zihnimde önemli bir fikir saklıyorum, dediğinde, Ahmet Haşim, onun fikir üretmedeki kısırlığını ima ederek şöyle demiş:
-Günahtır yahu, salıver gitsin şu fikri. Zavallıcık günlerden beri tek başına kim bilir ne kadar sıkılmıştır?

UYKU KARDEŞLİĞİ
Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.
Yanındaki talebesi:
-Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.
Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:
-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.

DÜNYANIN YÜZÜ
Hastalıktan ötürü gözleri kapanmış olan bir adam, halk şairi Seyraniye:
-Bende dünyayı görecek göz mü kaldı? diye şikayette bulununca, söz eri Seyrani:
-Hiç üzülme dostum demiş. Zaten dünyaya da bakılacak surat kalmadı.

BRAVO!..
Genç bir şair, saçma sapan şiirlerini
Victor Hugo
ya okuduktan sonra:
-Üstad, diye sormuş.
Şiirlerimi nasıl buldunuz?
Victor Hugo:
-Vezinsiz,
kafiyesiz ve manasız bir şey yazmak istemiş ve tam muvaffak olmuşsunuz, demiş.

Bravo doğrusu.  

1. Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:

- `Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem` der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:

- `Ben çekilirim.`


2-
Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill` e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- `Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım.`
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır: - `Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim
 



3. Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates`e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.

Sokrat, gayet sakin: - `Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum` demiş.

4. Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill`i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:

- `Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.` Churchill, hemen cevap göndermiş:

- `Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa.`

5. Bir gün Eflatun,
öğrencilerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:

- `İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum` diye itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş:

- `Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum.`


6. Meşhur bir filozofa:
- `Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?` diye sorulduğunda:
- `Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan` demiş.


7. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile` ye hasımlarından biri:
- `Efendim` demiş, `Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük degil mi?`

Galile: - `Doğru` demiş, `Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama,
seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?`


8. Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca,
Yavuz ona: - `Sen sır saklamayı bilir misin?` diye sormuş.
Vezir: - `Evet hünkarım, bilirim` dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış: - `İyi, ben de bilirim.`

9..Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu türleri incelemesi için Sheaksper'a gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:

Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın..


10 .Dostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui' ye:Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü?
Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder.
Kral, alaylı alaylı gülerek:
Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza karşılık,sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.


11.Fransa hükümet ricalinden bir
kadın Napolyon' un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek: Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapdetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.


12.İdam edilmek üzere olan bir mahkuma:Diyeceğin bir şey var mı? diye sorduklarında: Bu bana iyi bir ders oldu!!


13.Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri
huzuruna gelip telaşla:300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der: Biz de onlara yaklaşıyoruz.


14.Bir filozofa sormuşlar: Şansa inanır mısınız?
Filozof : Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle açıklardım


15.Sokrat Ölüme mahkum edildiğinde, eşi:Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca,
Sokrat:Ne yani, demiş. Birde haklı yere mi öldürülseydim!

 

 

                                                                         Bu bölümü hazırlamamda bana yardımcı olan öğrecim M.Emin ATLI'ya teşekkür ederim..

LOTO

 Iki Matematikçi, aralarinda mesleklerinin ne kadar önemli oldugunu konusuyorlar. Sonra içlerinden biri digerine dert yaniyor:
"Ah azizim ah! Matematige yeterince önem verilmiyor. Aslinda konuya devlet el atmali ve Matematik bilmeyenlerden vergi toplanmali.
Digeri cevap veriyor:
"Sayisal Loto da bu ise yariyor zaten"

 e üzeri x

 Günün birinde birkaç fonksiyon bir kafede oturmus, sifira ne kadar hizla yakinsadiklari gibi konular üzerinde tartisiyorlarmis. Derken içlerinden biri kapiya bakarak aniden bagirmis "Dikkat türev geliyor!". Hepsi apar topar sandalyelerinin altina saklanmislar, ancak e üzeri x hiç istifini bozmamis. Türev agir adimlarla içeri girmis ve tek basina oturan fonksiyonu görüp "sen benden korkmuyor musun?" demis. Hayir, ben e üzeri x im diye yanitlamis kendine güvenen bir tavirla. "Yaa" demis türev. "Peki benim x e göre türev alacagimi kim söyledi?"

 2+2

Kayseriliye sorarlar:''2 + 2 kaç eder?'' diye.

Kayserili cevap verir :''Alirken 3 eder satarken 5''

 Saymanin Önemi

 Filozof Temel yine formundadir:

-Insanlar üçe ayrilir: Saymasini bilenler ve bilmeyenler...

 Matematik Finali

 4 tane üniversite ögrencisi, uyanamadiklari için matematik finaline geç kalirlar ve okula gidince hocaya arabalarinin lastiginin patladigini söylerler... Hoca ilk basta inanmaz ama ögrencilerinin yalvarmalarina dayanamayarak, onlari 3 gün sonra sinav yapacagini söyler.Sinav günü gelince hoca, 4 ögrencinin hepsini bos bir salonun ayri ayri köselerine oturtur.Sinav geçme sistemi söyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sinavi geçebilir... Hocanin hazirladigi sinavda ise ön sayfada 10'ar puanlik 4 tane basit matematik sorusu vardir... Bunlari kolayca çözerler.
Arka sayfada ise 60 puanlik 1 soru vardir:"Hangi lastik patladi?"

 Iskoçya Koyunlari

 Bir mühendis ,bir fizikçi ve bir matematikçi iskoçyada trenin penceresinden bakarken siyah bir koyun görürler, mühendis hemen atilir;iskoçyadaki bütün koyunlar siyah der.Fizikçi söze karisir iskoçyadaki bazi koyunlar siyah diyerek.Ve matematikçi son noktayi koyar iskoçyada en az bir tarafi siyah olan en az bir tane koyun vardir.

 

 Garson ve Integral

Iki erkek matemetikçi bir bara gider. Birincisi ikincisine ortalama bir kisinin
matematik hakkinda çok az sey bildigini söyler.ikincisi buna katilmaz ve bir çok insanin yeterli miktarda matematikle basa çikabilecegini iddia eder.

Birinci matematikçi tuvalete gider. Onun yoklugunda ikinci matematikçi garson
kizi çagirir. Ona bir kaç dakika sonra arkadasi döndügünde kendisini tekrar
çagiracagini ve bir soru soracagini söyler.


Bütün yapacagi "iks küp bölü üç" diye yanit vermektir.

Kiz tekrarlar: "eks küp..." ne?

Matematikçi düzeltir "iks küp bölü üç"

Kiz: "Eks küp bölü üç?"

Evet der matematikçi.

Kiz tamam deyip, kendi kendine mirildanarak uzaklasir,

-"iks küp bölü üç, iks küp..."

Birinci matematikçi döner ve ikincisi kendi görüsünün dogrulugunu kanitlamak
için iddiaya girmelerini teklif eder.

Sarisin garson kiza bir integral soracagini söyler, birincisi gülerek kabul eder.

ikinci adam garson kizi çagirir ve sorar:

- "x karenin integrali nedir?"

Garson kiz yanitlar:

-`x küp bölü üç',

uzaklasirken de ekler:

- "arti c"!




0 Yorum - Yorum Yaz